Bedelli…

Bedelli…

“Zenginimiz bedellidir/
Askerimiz fakirdendir”
Yemen Türküsü

Temel soru şu: Toplumsal bilincin oluşumuna katkı sağlayan ortak değerler var mıdır? Toplumsal bütünlüğün sağlanmasında, ortak eşitlik nedir? Ortak yaşamın her alanında gelir dağılımı adaletsizliklerinin olması normal midir? Bedelli askerlik bu tartışmanın neresindedir?

1. Devlet düzeni bozulunca/ eşit olmayan tebaanın devlete sorumlulukları farklılaşınca/ din temelli ayrıştırma geliştikçe, Osmanlı’da “bedelli askerlik” gündeme gelmiştir. Cephelerde yılarca, köylü savaşmıştır.

2. Tüm tartışma ve önerilere karşın, ordunun ve Hükümet’in silaha ve paraya gereksinmesi olmasına karşın, Kurtuluş Savaşı’nda askerin “bedelli”si olmamıştır.
Atatürk döneminde, mübadele ile gelenlerin geldikleri ülkede bedelli askerlik yaptılarsa, askerlik yapmış sayılacakları kabul edilmiş (21.6.1927 tarih 1111 sayılı Askerlik Kanunu), bedelli uygulaması olmamıştır.

3. Bedelli askerlik, Turgut Özal’la birlikte 1984 ve 1987’de ve Marmara depreminden sonra da 2000’de gelir amaçlı uygulanmıştır.

4. Türk ordusunun geleneksel (ve kutsanmış) yapısı, yurttaşları “zorunlu askerlik”te eşitlemiştir. Bedelli, bu anlayışı zedelemektedir. Askerin İsviçre’de olduğu gibi yalnızca kışlasında kaldığı bir dönem olsaydı ya da ordunun ana yapısını değiştirme planları olsaydı, kamu vicdanı örselenmezdi. Şehit ve gazi haberlerinin gündemde olduğu bir dönemde, parasal güç bedel için yeterli görülmektedir.

5. Konu birçok açıdan tartışmaya açıktır: Sorun “Devlet’in yurttaşla barışı” mıdır? Hangi yurttaşlarla? İnsani zorunluluklar nedeniyle, askere gidemeyenlerle mi? İşini bırakmak istemeyenlerle mi? Bu dönemde askerlik yapmak istemeyenlerle mi? Askerlikten kaçanlarla mı?
Tanımlanmış bedeli ödeyemeyecek olanların bakışı ne olacaktır? Yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliği burada da mı olağan karşılanacaktır? Sınıfsal yapı farklılığı, kamu vicdanında eşitliği zedelemeyecek midir?
Hükümet, bütçe gelirlerini gerekçe göstererek (6 milyar TL bekleniyormuş), ortak eşitlik duygusunu zedeleyebilir mi? Bütçe açıkları için, özelleştirme ve deprem vergisi gelirleri dışında bir de “bedelli” geliri mi gereklidir? Her krizde “bedelli” olacak mıdır?
Diğer yandan, bazılarının her konuda bir “af” beklentisi, toplumda görevini yapan yurttaşları rahatsız etmektedir. Artık belli dönemlerde çıkan imar/ vergi/ vb. aflar, kimilerinin görev ve sorumluluklarını yerine getirmemeyi alışkanlık edinmelerine yol açmaktadır. Bu da toplumsal bütünlüğü yaralamaktadır. Bedelli askerlik beklentisi de bu kapsamda düşünülebilir.
Bir başka açıdan, “Bedelli Yasası”nın yaklaşık 475 bin kişiyi kapsadığı, 200 bin kişinin yararlanmasının beklendiği söylenmektedir. Eğer bir öğrenim ve mesleki gerekçe yoksa 30 yaş üstü bunca kişi nasıl birikmiştir?
Son söz, bedeli ödendikçe her şey alınabilir mi?