Beklenti Üzerine… II

Beklenti Üzerine… II

“Bir gülün çevresi dikendir hardır
Bülbül har elinde ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır/…”
Aşık Daimî

23 Eylül 2011’den devamla…
Temel soru şu: Kişiler, geleceği kurgularken hangi deneyimlerle/ umutlarla/ kaygılarla hareket ederler? Kişilerin geleceğe ilişkin tasarımları, sınıfsal çıkar farklılıkları yaratır mı? Bireylerin ve toplumların beklentileri aynı mıdır? Toplumlar beklenti ile şekillendirilebilir mi? Toplumun beklentisi ile topluma yön verenlerin beklentisi arasında fark var mıdır? İktisat biliminde beklentinin rolü nedir?

1. “Birey, geleceği kurgularken daima yaşadığı ortam ve deneyimlerinden hareket eder. Yaşadığı ve edindiği bilgi/ görgü/ deneyim onun geleceğe ilişkin beklentilerini şekillendirir. Her birey farklı algılama ile gelecek beklentisini farklılaştırır. Bu da ekonomide beklentileri çeşitlendirerek, hem oynanabilecek yeni alanlar yaratır, hem de hemen yanıt verilebilecek durumlar sağlar. O nedenle ekonomi çok yönlü ve çok oyunculudur!

2. Diğer yandan bireylerin iktisadi beklentileri tek başına ve yalnız değildir. Ekonominin işleyişi içinde sınıfsal ortak beklentiler vardır ve sınıflar arası çıkar çatışması yaratır. Kentli tüketici pazarda sebze-meyveyi ucuza almak isterken, köylü aynı ürünü daha yüksek fiyattan satmak isteyecektir. İşçinin beklentisi yüksek ücretken, işverenin beklentisi düşük ücrete uzun çalışma saatidir. Beklenti, bireysel olduğu kadar sınıfsaldır.

3. Bireyler, değişen koşullara göre beklentilerini ve davranışlarını değiştirirler. İktisat literatürü, bireylerin “beklenti” algısını ve bu algıya göre davranış değişikliğini tartışmaktadır. İktisat bilimindeki farklı görüşlerin odağı bu beklenti algılaması üzerinedir: Kimileri “birey geçmiş deneyimlerinin aynen devam edeceğini varsayarak, gecikmeli hareket eder” derken (Keynesyenler), kimileri de “birey yeni koşullara hemen uyum sağlar ve beklentisini hemen değiştirir” der (Yeni Klasikler). Tüm iktisadi kararlar (hem firmaların stratejileri, hem de hükümet politikaları), bireylerin bu iki uç arasındaki davranışları hesaba katılarak uygulanır.

4. Firmalar stratejilerini, bireylerin beklentilerini değiştirip değiştirmeyeceği ya da ne kadar hızlı değiştireceği kabulüne göre kurgularlar. Bu tutum firmalar açısından bazen fırsat, bazen hüsranla sonuçlanır.

5. Hükümetler iktisadi aktörleri (bireyleri) ve piyasaları etkilemek/ değiştirmek/ dönüştürmek/ geliştirmek/ yönlendirmek/ yönetmek için iktisat politikaları uygularlar. Uygulanan her bir iktisat politikası, bireylerin beklentileri üzerine kurgulanmıştır. Başarılı olan iktisat politikası bireylerin/ sınıfların beklentileri ile uyumlu olandır. Eğer davranışsal tepkiler gecikmeli ise hükümet, istediği etkiyi daha kolay yapabilir.

6. Ayrıca tüm toplum, iktisadi olduğu kadar siyasi olarak da yönlendirilebilir: Bunun için de bireylerin/ sınıfların/ toplumun beklentilerini değiştirmek gerekir. İstenen sonuca göre, kimilerinin beklentileri canlandırılırken, kimilerinde hayal kırıklıkları ve umutsuzluklar yaratılır.
Beklenti yaşamın dinamizmidir!