Bir Kenti Tasarlamak

Bir Kenti Tasarlamak

“Gözü para olanın
uygarlığı talan olur”

Antalya’ya stadyum yapılacak… yer aranıyor…

Temel soru şu: Uygarlıkla, kentlerin tasarlanması arasındaki ilişki nedir? İktisadi gelişmişlik eğer uygarlaşmayla koşut gitmiyorsa, toplu ve ortak yaşam nasıl üretiliyor? Kentler, kalabalık nüfusların ortak yaşam alanları ise, nasıl daha insani tasarlanmalıdır?

1. İnsan, günümüzden 10 000 yıl önce mağarasından çıkıp, doğayla uyum içinde doğayı kontrol etmeye başlamıştır: Tarım Devrimi’ni gerçekleştirmiştir. İlk kez açık arazide konutlar yapıp, kendi tasarladığı alanda toplu yaşamaya başlamıştır. İlk yerleşim yerlerinden günümüz kentlerine uzanan çizgi, insanlığın da uygarlığının gelişim aşamalarıdır. Bu, insanın iktisadi gelişimi ile birlikte, aklının da gelişimi ve insan olmanın getirdiği bilincin de gelişimidir: Tasarlayarak hem bireysel, hem de topluca daha yaşanır refah ve ferah mekanlar yaratmak! Kentleşmek uygarlaşmaktır.

2. Kentler, yalnızca daha çok insanın yaşadığı “kalabalık” yerler değildir. Aynı zamanda o toplumun ulaştığı kültürel birikim ve bu birikimin gereklerinin yerine getirilebileceği ortam ve olanaklar/ görece üst bir iktisadi üretim ve üretim ilişkisi/ iktisadi servet/ kamusal imarlar/ ortak yaşam alanlarının varlığıdır. Eğer bir kent yalnızca kalabalıklar ve özensiz/ düzensiz binalardan oluşuyorsa, büyükçe bir köyden ve ufuksuz, öngörüsüz yöneticilerden söz etmek gerekir.

3. “Hiç şüphesiz ki dünyanın en güzel yeri” olan, 50 000 yıldır insanın yaşadığı bu coğrafyada, 2 000 yıldan fazla bir süredir kentleşme çabasında olan Antalya, bu gün gelinen noktada rant talanına uğramış diğer Anadolu kentlerinden farksızdır. İştahla talan çabası devam etmektedir!

4. Şimdi “stadyum için yer aranıyor”. Hanidir kimi çevreler “100 Yıl Kompleksi”ne ağız suları akarak bakıyor! İnşaattaki ve kullanımdaki özel rant iştah kabartıyor. Üstelik bu kamu yararınaymış gibi sunuluyor. Kapalı toplantılarla oylamalar yapılıyor. 500 m. yarıçaplı “bu” alanda bir üniversite, üç lise, iki ilköğretim okulu, bir kültür merkezi (AKM), bir çok amaçlı kongre merkezi (Cam piramit), bir büyük sosyal park (Atatürk Parkı), bir açık hava tiyatrosu, çok nitelikli bir plaj ve başka sosyal alanlar hiç dikkate alınmıyor! Bölgenin tümüyle geleceğin “kültür/ bilim/ kongre merkezi” olması akla bile gelmiyor!
Migros AVM’nin yarattığı trafik sıkışıklığı ders değil! Oluşacak trafik karmaşası, taşıt parkı sorunu hesaplanmıyor! İşin acı yanı, bunca kalabalık sosyal yaşam alanında, kentin iki önemli hastanesinin (Üniversite ve Devlet) tam ortasında maçtan sonra yaklaşık 30 000 kişinin boşalacağını düşünmüyorlar! Dilerim, “100 Yıl’a stadyum” diyenlerin kendileri ve yakınları hastaneye yetişmeye çalışan ambulansın içinde olmazlar.
“100 Yıl’a stadyum kararı alanlar”ı, tarih çöp kutusunda bile affetmeyecektir!