Din, Bayram, Erdem

Din, Bayram, Erdem

“Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim”

Hz. Muhammed

Temel soru şu : Birey ve toplum açısından dinlerin getirdiği düzen kavramının önemi nerededir? Dinlerde “bayramlar” hangi toplumsal bildiriyi sunar? Dinlerin bireylerde olmasını istediği düşünsel ve davranışsal tutumlar nedir? Bireyler hangi tutumlarla “iyi insan” olabilir? “Erdemli insan” olabilmenin yolu nerededir?

1. İnsanın insanlaşması uzun bir soluktur. İnsan tarih sahnesine çıktığı andan beri, bireysel vahşi yaşamı ile ortak toplumsal yaşamı arasında özbenliğini geliştirme yolunda ilerlemiştir. Toplu yaşayan insan, yaşadığı toplumda “ortak düzen” kurulmasına katkı verip, başkalarına da saygı duydukça insanlaşmıştır. Ortak yaşamın temel kuralı, bireyler arası ilişkide başkalarının yaşam haklarına saygıdır. Dinler bireylere bunu söyler ve “toplumsal uyum“un “adalet” içinde olmasını emreder. Toplumsal adaletin olmadığı yerde, ortak ve uyumlu yaşamdan söz edilemez. Dinlerin varlık ve çıkış gerekçesi buradadır. Her yeni din, toplumu bir üst insanlaşma aşamasına taşımak ister. İslam dini de bu bakıştadır.

2. Kötü tutkuları insani değerlerinin önüne geçen, kibirli ve kendinden başkalarını aşağılayan, başkalarına saygı duymayan, çalan, katleden, hak yiyen, hile yapan, hukuku adaletsizleştiren, olanı kendine çeviren, yalanı meşru yapan, dini ticaretine alet eden, din adına başkalarını yargılayan, kendini Tanrı katında görüp kimin Cehennem’e gideceğine karar veren, kendinden olmayanı lanetleyen, zulmeden, insana/ hayvana/ canlıya/ çevreye saygısı olmayan, toplumun/ devletin/ hazinenin malını yiyen, inanan temiz müminlerin duygularını kullanan erdemsizlere suçlamalar getirir bütün dinler…
Yalnızca bu erdemsizler değil, bu erdemsizleri meşrulaştıran/ destekleyen/ onaylayanlar da suçlanır bütün dinlerde…

3. Yazık ki, bütün çağlarda toplumda çıkar çevreleri ve egemenler, dini duyguları kullanmışlardır ve kullanmaktadırlar: “Ayrıca bak nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter! (Nisa Suresi, 50)”.

4. Dinlerin bireylerden beklediği temel görev “erdemli” olabilmeleridir. Erdem, evrensel insani değerlerdir, ahlaktır! Yoksa dinin “şartlarını” yerine getirip, “erdemsizlikleri” yapanlar, kul hakkı yiyenler Tanrı katında da, toplum önünde de “günahkârdırlar”!
Günümüz dünyasında ahlakı kıl ve bacak arasına sanan, kadını insan saymayan, ötekileştirdiğine kin ve nefret duyan, sınav sorusu çalan, samimi mümini dolandıran, ehlin hakkını ehil olmayana verenlerin ahlakı sorgulanmalıdır!

5. Erdemli olmayı, insan olmayı belirleyen en büyük terazi, “vicdan” duygusudur. Ancak “sorgulayanın” vicdanı vardır. Her daim kendini haklı gören, kuşkusu ve sorgusu olmayanlardan vicdan beklemek boşunadır.
Bayram, herhalde vicdanlı ve erdemlilerin hakkıdır. Bayramınızı kutlarım..

6. Uygarlaşma, insanı cehennemle korkutmak yerine, erdem ile donatma sürecidir.