Türkiye’de İşsizlik ve İşgücü Açığı

Türkiye’de İşsizlik ve İşgücü Açığı

“Sanki benim mor sümbüllü bağım var/
Zemheri ayında anam gül ister benden”
Halk Türküsü

Temel soru şu: “İşsizlik” nedir? “İşgücü açığı” nedir? Bir işgücü piyasasında hem iş bulamayanların, hem de çalıştıracak eleman bulamayanların olması bir çelişki değil midir? Bu durum hem bireysel hem ekonomik açıdan ne tür sorunlar yaratır?

1. Genel tanımı ile 15-65 yaş aralığında olup, çalışmak için bedensel/ zihinsel/ fiziki engeli olmayan ve çalışmak isteğinde olup da iş bulamayanlara “işsiz”, bu soruna “işsizlik” denir. İşsizlik, ekonominin piyasa yapısından kaynaklandığı gibi, mevsimlik/ teknolojik/ dönemsel (konjonktürel) nedenlerle kişilerin işsiz kalmalarından doğar. İşgücüne yeni katılan ama iş bulamayanlar işsizliğin başka bir sorunudur. İşsizlik, bir kişiyi/ ailesini gelir ve refahtan mahrum ettiği için iktisadın temel sorunlarındandır.

2. “İşgücü açığı” üretim için gerekli işgücünün o ülkede bulunamamasıdır. Diğer deyişle, “işe uygun işçi”nin o ekonomide bulunamamasıdır. Burada asıl sorun işin ne olduğundan çok, o işi yapabilecek kapasite ve beceride işgücünün bulunamamasıdır. Söz konusu işgücü bir genel müdür de olabilir, bir fayans ustası da… Ekonominin gelişiminde “nitelikli işgücü”, üretimi ve verimi artıran, rekabeti geliştiren, gelişimin temel dinamiğidir. Bir toplumun gelişmişliği ve çağdaşlığı, sahip olduğu “nitelikli işgücü” ile ölçülür.

3. Türkiye işgücü piyasası için Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) yaptığı bir araştırmanın sonuçları çarpıcı rakamlar ortaya koymaktadır: Türkiye’de yaklaşık 2 milyon 751 bin işsiz var, ama aynı zamanda ekonominin 1 milyon 200 bin “nitelikli eleman”a ihtiyacı var. Türk ekonomisinin çelişkisi buradadır!

4. Çünkü her düzeyde nitelikli eleman yetiştirme sorunumuz var. Genç erkeklerin yaklaşık yarısı okula kayıtlı değil, kızlarda bu oran % 47 civarında. Bu gençler bir “iş”te nitelikli eleman olarak yetişmekten yoksunlar. Ne çıraklık kurumu tam çalışıyor, ne de aileler bunun için çaba harcıyor. Diğer yandan ara eleman yetiştiren “meslek okulları” da sanayi ile uyumlu bir çalışma içinde olamıyorlar ve öğrencilerine nitelik kazandıramıyorlar. Üniversitelerin ise “iyi donanımlı öğrenciler” yetiştirmesi artık birincil sorun olmaktan çıkmıştır.

5. Bugün çoğu aile nitelikli işgücü olmadan kolay para kazanabilme anlayışındadır. “Ne iş olsa yaparım” düşüncesi, “hiçbir şey becerememe” sonucunu getirmektedir. Sorun, tembel “şark kurnazlığı”nın toplumsal yansıması ve siyasetin de bu yönde teşvik etmesidir.